Zararın Neresinden Dönülürse Kardır
Demokrasilerde herkes fikrini özgürce ifade edebilir… tabii bir dizi oyuncusu değilseniz.
TRT’de yayınlanan bir dizide rol alan oyuncunun, yaşanan uluslararası bir gelişmeyle ilgili sosyal medyada boykot çağrısına destek vermesiyle başlayan süreç, ülkemizde ifade özgürlüğünün ince çizgilerini tekrar gündeme taşıdı. Oyuncu, “Ben bir bireyim, fikrim var” dedi. TRT ise “Hayır, sen sadece bir rol karakterisin” diyerek, kendisini diziden karakter gibi sildi. Ardından bu oyuncuya destek veren başka oyuncular da senaryodan değil, hayattan çıkarıldı.
İronik değil mi? Bir kamu yayıncısı, halkın vergileriyle ayakta duran bir kurum, halktan biri fikir beyan etti diye “taraf” olma hakkını saklı tutabiliyor. Ne de olsa TRT tarafsızdır, sadece “bizden tarafsa”.
Oysaki bir kurumda çalışmak, o kurumun her yaptığını desteklemeyi zorunlu kılmaz. Bir öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışıyor diye her sınav sistemini alkışlamak zorunda mı? Ya da bir doktor, hastanesi su satsa onu da reçeteye mi yazmalı?
Oyuncular oyunculuğunu, bireyler bireyliğini yapmalı. Ama geldiğimiz noktada anladık ki: “Demokratik hakkını kullanmak istiyorsan, önce işsizliği göze alacaksın.”
İfade özgürlüğü, sadece kağıtlarda değil, pratikte de varsa kıymetlidir. Aksi halde elimizde kalan sadece dekor olur , yani bir dizi sahnesi. Gerçek hayat ise; “fikrini söylediğin an final yemeğine çağrılmazsın” cümlesinde gizli.
Ve en çok da şu çelişki düşündürüyor:
Kurumun tarafsızlığı, orada çalışanların tarafsızlığıyla değil, sessizliğiyle ölçülüyor.Bu topraklarda farklı düşünmek, bazen yalnız kalmak demek. Ama unutmayalım ki; gerçek demokrasi, yalnız kalanların da konuşabildiği bir düzendir. Bir fikir dile getirildiğinde değil, bastırıldığında tehlike başlar. Hele ki suskunluk alkışla ödüllendirilip, konuşmak cezayla karşılık buluyorsa, orada artık fikir değil sadece senaryo döner.
Birlik dediğimiz şey, aynı düşünmek değil; farklı düşünenleri de aynı masaya davet edebilmektir. Oyuncular, gazeteciler, memurlar, doktorlar, öğrenciler… Hepimiz aynı ülkenin farklı renkleriyiz. Kimse, çalıştığı yerin düşünce gölgesine mahkum olmak zorunda değil.
Ve son olarak,
Ülkem artık normale dönsün, insanlar artık mutlu bir hayat sürsün. Tek isteğimiz birlikte olmak ve huzur içinde yaşamak.
Tüm bunlar için ise, önce saygı.
Farklı fikirlerle saygı.
Farklı düşüncelere saygı.
Farklı olana saygı.
Farklı giyinene saygı.
Farklı renkte olana saygı.
Farklı ibadet edene saygı.
Farklı okuyana saygı.
Farklı yazana saygı.
Ve ez cümle,
Zararın neresinden dönülürse kardır.
Sevgiyle kalın.