Çanakkale Zaferi, sadece bir savaşın kazanılması değil, aynı zamanda bir milletin varoluş mücadelesinin en güçlü simgelerinden biridir. 18 Mart 1915’te deniz harekâtıyla başlayan, ardından kara savaşlarıyla devam eden bu destan, Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisini tüm dünyaya gösterdiği bir dönüm noktasıdır.
Bu zafer, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir ruhun, inancın ve fedakârlığın timsaliydi. 19 Mayıs 1915’te Anafartalar Kahramanı olarak anılacak olan Mustafa Kemal’in Conkbayırı’ndaki “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.” sözleri, Çanakkale ruhunu en iyi anlatan ifadelerden biridir.
Gerçektende Atamın dediği gibi ölüme bile bile gitmekti onların yaptığı. Vatan uğruna seve seve ölüme gitmek. Öyle ki, savaş sırasında şiddetli ve yoğun halde oluşan mermi trafiğinden dolayı havada mermi kovanları birbiri ile çarpışıyordu. Bu durum dahi savaşın ne kadar şiddetli, zor ve çetin geçtiğini göstermeye yeterdi.
Tüm bunlar, Çanakkale’yi sadece bir savaş değil, insanın dayanma gücünü zorlayan bir felaket hâline getirdi.
Ancak, tüm bu korkunç koşullara rağmen Türk askeri inancını ve kararlılığını kaybetmedi. Çanakkale, sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda insan iradesinin nelere dayanabileceğinin de bir göstergesi oldu.
Bugün Çanakkale’yi anarken sadece kazanılan zaferi değil, o insanüstü mücadeleyi de hatırlamak gerekiyor. Savaşın o tüyler ürperten yüzünü anlamadan, Çanakkale’nin ruhunu tam olarak kavramak mümkün değildir.
Vatan size minnettardır. Rahmet, saygı ve şükranlarımızla.
